‘NATO devrimi’ dikiş tutmadı
NATO müdahalesinin ardından oluşturulan yeni kukla yönetimin
dikiş tutmadığı Libya’da, Kaddafi yanlısı silahlı direniş ülkenin
güneyinde etkinliğini artırıyor. Bazı kasabalarda yeniden Cemahireye
bayrakları çekildi.
(soL - Dış Haberler) Libya’nın güneyinde 2011 yılındaki NATO müdahalesiyle devrilen ve katledilen eski lider Muammer Kaddafi’nin yanlıları yeniden boy gösteriyor. Direnişin ilk kıvılcımı güneydeki Sabha kentinde 15 Ocak’ta çakıldı. Temenhit Hava Üssü’nü ele geçiren Cemahiriye güçleri, 5 gün sonra Misrata’dan gönderilen grup tarafından hava üssünden çıkarılsa da direniş güney kentlerinde sürüyor. 16’ıncı gününe giren çatışmalarda ölü sayısının 200’e ulaştığı belirtiliyor. Cemahiriye yanlısı sosyal paylaşım siteleri, güneydeki Sabha ve Murzuk’a bağlı bir dizi kentte yeşil bayrağın yeniden çekildiğini ve Kaddafi yanlısı eylemlerin patlak verdiğini duyuruyor.
İsyan gelgitleri
Libya’daki son isyan dalgasından önce de Kaddafi yanlısı bazı silahlı kalkışmalar oldu. Kaddafi’nin devrildiği 23 Ekim’den sonra da özellikle doğum yeri olan Sirte’de silahlı direniş sürdü. NATO’nun desteklediği silahlı grupların merkezine dönüşen Misrata’nın güneyindeki Tevarga ve Beni Velid’deki silahlı kalkışmalar zaman zaman yükselerek 2012 yılının Kasım ayına kadar sürdü. Güney’deki son isyan ise özellikle Afrikalı aşiretlerin desteğini almış durumda. Bu desteğin nedeni ise Afrikalı aşiretlerin NATO destekli “devrimin” ardından toplumdan tamamen dışlanmaları. 2011 yılında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Kaddafi yönetimini Afrikalı göçmenlere sağladığı ekonomik ve siyasi fırsatlar nedeniyle övüyordu. Ancak NATO destekli silahlı grupların iktidarı ele geçirmesinin ardından Afrikalılar saldırılara uğramaya başladı. Zorla yeni Libya bayrağı yedirilen Afrikalıların görüntüsü hafızalarda yer edinirken, bu insanlar toplama kamplarına dolduruldu.
Siyasi kaos
İsyanları besleyen bir diğer nedense NATO tarafından atanan Başbakan Ali Zeydan ve kabinesinin ülkede istikrarı sağlayamaması. “Devrim” döneminde NATO’nun desteklediği silahlı gruplar şimdi basit suç örgütlerine dönüşmüş durumdalar ve güvenlik güçlerinin ülkede hiçbir otoritesi bulunmuyor. Petrol zengini Sirenayka bölgesi özerkliğini ilan ederek, petrol tesislerinde üretimi felce uğratmasıyla günlük 600 bin varillik petrol üretimi durma noktasına geldi. Kontrolden çıkan silahlı gruplar, güçlü oldukları bölgelerde kendi otoritelerini dayattılar. Önce Başbakan Zeydan ardından İstihbarat Başkan Yardımcsı Mustafa Nuh, bu gruplarca kaçırıldı.
Şimdi güneydeki isyan nedeniyle Zeydan yönetimi yeniden bu grupları öne sürüyor. Ancak bu gruparın Libya halkının gözündeki meşruluğu tartışmalı. Nitekim Sabha’da Kaddafi yanlılarını bastırmaya giden Misrata Kartalları Tugayı Kasım ayında Trablus’ta kendilerine yönelik bir protestoyu kanla bastırmış ve ardından kentte bir hafta terör estirmişti. Misrata Kartalları Tugayı 2012 yılınır Ekim ayında da Kaddafi yanlısı isyanın patlak verdiği Beni Velid’de de kimyasal silah kullanmakla suçlanıyor.
NATO “devriminden” bu yana ülkede onlarca üst düzey ordu komutanı suikastlerle öldürüldü. Son olarak Zeydan’ın yardımcısı ve istifa eden eski İçişleri Bakanı’nın yerine kimse bulunamadığı için bu görevi de geçici olarak üslenen Sadık Abdülkerim suikast girişiminden kurtuldu.
Zeydan’ın zayıflığından istifade etmeye çabalayan Libya’daki Müslüman Kardeşler teşkilatının partisi Adalet ve İnşa’da hafta içinde beş bakanını hükümetten çekti.
Güneydeki isyan şiddetlendikçe yeniden müdahale tartışmaları alevlendi. Öne çıkan aday ise Fransa...
Yeni müdahale tartışmaları
Hafta içinde Fransa Dışışleri Bakanlığı müdahale iddilarını kesin bir dille yalanlasa da yönetimde karşı görüşte olanlar da mevcut. Fransa Genelkurmay Başkanı Amiral Eduard Guillaud bu isimlerin başında geliyor. Guillaud hafta içinde yaptığı açıklamada, Fransa yönetimini Libya’ya yatırım yapamayan işadamlarını dinleme ve istikrarı sağlamak için müdahalede bulunmaya çağırdı. ABD’nin de Libya’daki el-Kaide varlığını gündeme getirerek dolaylı müdahale planları bulunuyor. Ancak el-Kaide’nin Libya’daki kolları Kaddafi karşıtı isyanda özellikle İngiltere tarafından desteklenmişti.
Mısır bağlantısı
Hafta içinde daha önce Ali Zeydan’ı kaçıran Libyalı Devrimciler Operasyon Merkezi’nin liderlerinin Mısır’da tutuklanmasını gerekçe göstererek Mısırlı diplomatları kaçırması Mısır’ın yeni isyanda rolü olduğuna dair yorumları güçlendiriyor. Libya’nın el-Kaide cennetine dönüşmesinden rahatsız olan Mısır’ın Kaddafi yanlısı isyancılara silah ve mühimmat ulaştırdığı iddia ediliyor. Kaddafi yanlıları ise kaos yaratan ve kendilerine de karşı kullanılan silahlı grupların Katar tarafından finanse edildiğini iddia ediyor. Temenhit Hava Üssü çatışmalarında da Misrata Kartalları Tugayı’na hava desteği sağlayan pilotların Sudan’dan getirildiği ve maaşlarının Katar tarafından ödendiği iddiaları bulunuyor.
Cemahiriye güçlerinin liderliğini ise Nijer’de saklandığı tahmin edilen Kaddafi’nin üçüncü oğlu Saadi’nin yaptığı tahmin ediliyor. Interpol’ün hakkında yakalama kararı çıkardığı El-Saadi’nin Nijer’de saklandığı tahmin ediliyor. 2012 yılının şubat ayında el-Arabiya’ya Nijer’den bağlanan Saadi Kaddafi, “Libya halkının çeteler tarafından yönetildiğini” öne süren sürmüş ve “Libyalıların yüzde 70’inin mevcut durumdan memnun olmadığını ve günden güne yayılan bir isyanın söz konusu olduğunu” söylemişti.
http://haber.sol.org.tr/dunyadan/nato-devrimi-dikis-tutmadi-haberi-86983
0 comments
Write Down Your Responses