Savaşın suçlusu Tayyip Erdoğa



Suriye’deki krizin siyasi çözümü amaçlı olarak düzenlenen 2. Cenevre Konferansı dün sabah İsviçre’nin Montrö kentinde başladı. Konferansın açılış oturumunda Suriye Arap Cumhuriyeti adına konuşan heyet başkanı Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim; Arap ve Batılı devletlerin 7 bin yıllık medeniyet olan Suriye’yi terör ve yıkımla orta çağ dönemine götürmeye çalıştıklarını ifade etti. Suriye heyetinin beraberinde Suriye halkının acılarını ve gözyaşlarını taşıdığına işaret eden Muallim; Suriye halkının terör çeteleri ve arkalarında duran devletler tarafından maruz kaldığı ölüm, yıkım, kaçırma, işkence, tecavüz, sabotaj eylemlerine dikkat çekti.
Erdoğan hükümetinin fesat politikası’ Sözlerine devam eden Muallim Türkiye’deki Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Suriye’de yaşanan insanlık dışı terördeki temel rolüne dikkat çekerken, bu rol olmaksızın tüm bu vahşetin işlenmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Muallim, Erdoğan hükümetinin Suriye’ye hazırladığı ‘zehir kadehini’ tatmaya başladığını ifade ederken, terörün dini olmadığı gibi kimseye de vefalı kalmadığını söyledi. Erdoğan hükümetinin ‘komşularla sıfır sorun politikası’ iddia ettiği bir zamanda Türkiye’nin komşuları, uluslararası politika ve güvenirliğinde sıfır elde ettiğini söyleyen Muallim; Türkiye hükümetinin tüm bu başarısızlığına rağmen Libya’dan Tunus’a, Irak ve Suriye’ye kadar terör, fesat ve hayalperest politikasını sürdürmeye ısrarlı olduğuna dikkat çekti.
AKP’nin aptallığı’
Türkiye hükümetinin bu tutumlarının mantık dilinde ‘aptallık’ olarak nitelendirildiğini belirten Muallim; tarihten ders almayanların günümüz ve gelecekte kaybedeceklerini ifade etti. Muallim bu bağlamda; “tarihten, komşunun evinde ateşlerin yükseldiği bir zamanda senin güven içinde kalmanın imkansız olduğunu öğrenmen gerekiyor” dedi. Sözlerine devam eden Muallim; Suriye’ye komşu kimi devletlerin Suriye’de ateşi alevlendirerek 83’ten fazla devletten tekfirci ve kiralık teröristleri seferber ettiklerini ve onlara her türlü desteği temin ettiklerini vurguladı.
Maskeleri düştü
Sözlerine devam eden Muallim; ellerini Suriyelilerin kanlarına bulanan ve Suriye’de halka karşı teröristleri destekleyen kimi devlet yetkililerin konferans salonunda yer almalarının esef verici olduğunu belirtti. Muallim Türkiye’yi de kastederek krizin başından beri Suriye’ye demokrasi, insan hakları ve daha benzeri konularda ders vermeye çalışmalarıyla daha sonra maskelerinin düştüğünü ve gerçek yüzlerinin tüm çirkinliği ve vahşetiyle ortaya çıktığını belirtti.
Türk teröristler mi devrim yapacak?
Söz konusu vahşetin adının ‘Suriye halkının ideallerini gerçekleştirecek Suriye devrimi’ konulduğuna dikkat çeken Muallim; hangi devrimin Türk, Çeçen, Fransız, İngiliz, Suudi, Afgan ve daha dünyanın bir çok ülkesinden gelen teröristlerle Suriye halkının ideallerini gerçekleştireceği sorusunu vurguladı. Muallim tüm devletlerin yıkım ve ölümden başka bir amaçları olmadığı gibi edatları olan terör çeteleri ve elebaşların ise tekfirci ideolojiye sahip olan ve gerçek İslam diniyle hiçbir ilgisi olmayan radikal bir devlet kurmaktan başka hiçbir amaçlarının olmadığını ifade etti.
Hamilelerin karnını deşmek devrim midir?
Suriye’de hamilelerin karınlarının deşildiğini ve embriyoların parçalandığını, anne babalarının çocuklarının önünde kesildiğini, çocuk kadın kızlara tecavüz edildiğini, insanların parçalanıp iç organlarının yenildiğini ve daha anlatılamayacak bir dizi vahşetin işlendiğine dikkat çeken Muallim, tüm bunların ‘Suriye halkının ideallerini’ gerçekleştirme iddiasıyla din adına yapıldığına dikkat çekti. Muallim tüm bunların dünyanın her yerinden gelen tekfirci ve kiralık azılı radikaller tarafından soğuk kanlılıkla işlendiğini sözlerine ekledi. Heyet başkanı Muallim tüm bu vahşetlerin ‘Suriye devrimi’ adı altında işlendiğine vurgu yaparken, masum sivil insanların ideolojileri, düşünceleri, siyasi ve dini eğilimleri sorulmadan bombalı terör eylemleriyle gaddarca öldürüldüklerine dikkat çekti.
Fuhuş ideal midir?
Kadınların çarpıtılmış fetvalarla alınıp satıldıklarını ve ırzlarına geçildiğini, çocukların okullarında öldürüldüklerini, tarihi eser ve mirasın yanı sıra Suriye halkının doğal zenginlikleri ve ekmeğinin yağmalanıp komşu ülkelerde satıldığına vurgu yapan Muallim; tüm bunların yine ‘Suriye devrimi’ ve Suriye halkının ‘ideallerini’ gerçekleştirme iddiası altında yapıldıklarına vurgu yaptı.
Muallim tekfirci terör çetelerinin ‘cihat nikahı’ fetvalarına işaret ederken, bu tekfircilerin Suriye’de Müslüman ve Hıristiyan ibadet yerleri ve din adamlarına saldırılarına da işaret etti.
Tekfirci teröristlerin tüm bu vahşetlerini dışarıdan aldıkları destek ve yönlendirmelerle yaptıklarının herkes tarafından bilindiğini vurgulayan Muallim; Suriye halkının maruz kaldıkları muhtelif yönlü sistematik terörün gerçeğini tüm çıplaklığı ile idrak ettiklerini ifade etti.
Kendi ailesini ödürmek zorunda kalanlar
İnsan kılığında olan bu hayvanların eline düşmemek için kendi ailesini kendi elleriyle öldüren bu babaların durumunun düşünülmesi bile zor bir durum olduğuna vurgu yapan Muallim; tüm bu vahşet ve acı dolu durumlar içinde Suriye halkının haklarını savunduklarını, halk devrimini desteklediklerini iddia edenlerin niyetlerinin ne odluğunun gayet açık ve net bir hale geldiğini belirtti. Muallim kimi komşu devletlerin yanı sıra Arap ve Batılı kimi devletlerin desteği olmadan Suriye’de insanlık tarihinin yüz karası olan tüm bu vahşetlerin işlenmesinin mümkün olmadığının altını çizdi.

,

0 comments

Write Down Your Responses

About Me

Powered by Blogger.

Blog Archive