Suriye kanı, Erdoğan’ın elinde
‘Türk
hükümeti açıklamalarıyla ve yaptıklarıyla komik ve ciddiyetsiz, mide
bulandırıcı duruma düşmektedir. Bunlarda maalesef ne ahlak, ne politik
vizyon, ne siyaset bilgisi ne de diplomasi mefhumu bulunuyor’
2. Cenevre
Konferansını yakından takip etmeye devam ediyoruz. Suriye Cumhurbaşkanı
Beşar Esad’ın sağ kolu Buseyna Şaban ile yaptığımız söyleşiden sonra,
Suriye Enformasyon Bakanı Umran El Zubi de gazetemize konuştu. İşte
sorularımız ve yanıtları:
Fotoğraf tertibi gerçek dışı
- Toplantılardan
iki gün önce Batı medyasında Suriye’deki çekildiği iddia edilen korkunç
fotoğraflar hakkında neler söyleyeceksiniz?
Bu fotoğraflar
gerçek değil. Çok açık bir şekilde bunların tamamı uydurma ve dayanaksız
olduğu belli. Üstelik Suriye ile de alakası yoktur. Bunlardan küçük bir
bölümü Suriye ile alakalı bile olsa, -ki çok biliyorsunuz- Suriye’nin
birçok bölgesi mezbahaya, katliam merkezlerine çevrildi. Bu mezbahalar
ve katliamlar Irak’ta ve dünyadaki pek çok ülkede de gerçekleştirildi.
Bizim bu konu ile ilgili kanaatimiz var. Biz bu senaryoyu kimlerin
kurguladığını, kimlerin hazırladığını, kimlerin finans kaynağı olduğunu
ve kimlerin hazırlanan bu kurguyu uyguladığını çok iyi biliyoruz. Şu an
bir ekibimiz bu konuyu araştırıyor. Yakın bir tarihte hazırlamakta
olduğumuz detaylı bilgileri kamuoyuna sunacağız. Böylece herkes bu
filmin kim tarafından nasıl ve ne amaçla, nerelerde hazırlanmış olduğunu
şüpheye gerek kalmayacak şekilde görecek.
- İngiltere, ABD ve muhalefet Cumhurbaşkanı Esad’ın gitmesi konusunda neden bu kadar ısrarcı?
Öncelikle, ABD’nin,
İngilizlerin ve Suriye muhalefetinin ısrarlarının arkasında farklı
gerekçeler var. Muhalefetin bir bölümünün politik hesapları var. Israrcı
olan diğer grubun, Amerikalılar ve İngilizlerin Cumhurbaşkanı Beşar
Esad’ın siyaset sahnesinden çekilmesini istemelerinin arkasında yatan en
önemli neden; gözlerini dikmiş oldukları Suriye’nin bölgedeki gücü ve
etkisi ile ilgilidir. Suriye’nin varlığının bölgedeki Arap
milliyetçiliğine etkisi ve bu ısrarcı ülkelerin bölgedeki planlarının,
Arap-İsrail sorununun kendi planladıkları gibi çözülebilmesi için bir
hasımdan kurtulmaları gerekiyor. Kurtulmak için çabaladıkları bu hasım
ise Beşar Esad’dır.
‘Davutoğlu’nu konuşmaya değmez’
- Dışişleri
Bakanı Davutoğlu, önceki gün muhaliflerle yaptığı görüşmelerde, “Esad
çekilmezse Suriye ile doğrudan görüşmeyin” demişti...
Ben dört gündür
buradayım (Cenevre). Şu sıralarda Davutoğlu’nun görevini bırakmış olması
gerekiyordu. Hâlâ dışişleri bakanı mı kendisi! Lütfen bir kontrol eder
misiniz bu şahıs hâlâ dışişleri bakanı mı? Açıkçası Davutoğlu’nun
yaptığı hiçbir şey için konuşmaya değmez. Türk hükümeti açıklamalarıyla
ve yaptıklarıyla komik ve ciddiyetsiz, mide bulandırıcı duruma
düşmektedir. Bunlarda ne ahlak, ne politik vizyon, ne siyaset bilgisi ne
de diplomasi mefhumu bulunuyor. Suriye’nin kanına çok büyük bir şekilde
bulanmışlardır. Bu hükümetten, özellikle en başta Erdoğan ve
Davutoğlu’ndan ellerindeki kanın hesabının sorulması ve
cezalandırılmaları gerekmektedir.
- Suriye,
laiklik konusunda önde gelen Arap ülkelerinden biri. ABD 11 Eylül’den
sonra da İhvan’ı destekledi. Ilımlı İslam Tunus’ta, Mısır’da ve
Türkiye’de kriz yaşıyor...
Burada Müslüman
Kardeşler (İhvan) bir projesi vardı. Erdoğan kendisini Müslümanların
halifesi olma hayaline kaptırmıştı. Başlangıçta Tunus’ta, Mısır’da Mursi
ile başarıya ulaşmış gibi gözüktüler, Suriye’de bile başlangıçta bir
rüzgâr yarattılar. Ancak, şu an hâlâ Libya’da aktif gibi görülen, hatta
Irak’ta Irak devletine karşı da düşmanca planlar denemekte olan İhvan
hareketi bana göre ömrünü tamamlamıştır.
- Uluslararası
mahkemeye Erdoğan hükümetini suçlayanbelgelerin olduğu bir dosya
sundunuz. Bu belgelerle ilgili bilgi alabilir miyiz?
Belgeler BM’ye
verildi. Uluslararası mahkemeye değil, Birleşmiş Milletlere verildi.
BM’de 1373 sayılı kararı uygulamakla yetkili ve yükümlü olan özel bir
merkezi var. Onlarda şikâyetimizle ilgili bizim verdiklerimizden çok
daha fazla belge ve doküman olmasına rağmen, şu ana kadar hiçbir şey
yapmadı ve sessiz kalmayı sürdürdü.
‘Robert Ford engelledi’
- Bölgede her ülkenin çıkarları var. İngiltere ve ABD de öyle. Suriye’nin kuzeyinde özel çıkarları nelerdir?
Öncelikle bu
ülkelerin hedeflerinde sadece kuzey Suriye’nin olmadığını söylemeliyim.
Proje Suriye’nin küçük bir bölümünü kapsamıyor. Bu proje Suriye
devletini hedef alıyor. Suriye’nin tamamını parça parça bölmeyi ve yok
etmeyi amaçlıyor. Burada hedeflenen Siyonist projenin bölge
milliyetçiliğine karşı sürdürdüğü mücadeleyi desteklemektir. Şu an
Suriye’de yaşatılanlarla da bu projenin hayata geçirilmesi
amaçlanmaktadır.
- Buraya sadece muhaliflerin değil, herkesin gelmesini istediniz. Neden gelmediler?
Çünkü ABD ve
muhalefetin İstanbul’daki başkanı olan Robert Ford diğer tüm muhalif
grupları kandırdı. Onlara başta kendilerini de Cenevre’ye toplantıya
davet edeceklerini söylediler. Fakat sonra muhalefetin büyük bir
bölümünü önemsemeyip buraya davet etmediler. Sonuç olarak bu küçük
muhalif grubu buraya çağırmakla yetindiler.
- Hükümetiniz
Erdoğan hükümeti ile Türk halkı arasındaki farkı görmekte ve her ikisini
birbirinden ayırmakta oldukça özenli. Türk halkına bir mesajınız var
mı?
Tüm içtenliğimle,
her şeyden önce tüm Türk halkını, özellikle Türk gençlerini sevgi ile
selamlıyorum. Türk gençlerine ülkelerinin yönetimine sahip çıkmalarının
en önemli ödevleri olduğunu, her şeyden önce ülkelerine sahip
çıkmalarının gerekli olduğunu anımsatır ve görevlerine sahip çıkmalarını
öğütlerim.
Erdoğan ve Davutoğlu
gibi şahısların kendi ülkelerine hiçbir yararlarının olmayacağı,
ülkelerine hizmet etmek yerine ülke çıkarları zararına bölgesel
projelere, Müslüman Kardeşler ve onların arkasındaki güçlerin
çıkarlarına hizmet ettikleri geç de olsa apaçık ortaya çıktı.
‘Cenevre 2’ her an bitebilir
“Cenevre 2”de Suriye
heyeti, muhalif olarak adlandırılan “Suriye Koalisyonu” delegelerine 5
maddelik temel bildirge sundu, ancak bu anlaşma bildirgesi muhalefet
tarafından reddedildi. Cumhurbaşkanlığı Siyasi ve Basın Başdanışmanı Dr.
Buseyna Şaban, Suriye Enformasyon Bakanı Umran El Zoubi ve Dışişleri
Bakan Yardımcısı Dr. Faysal Mikdad, bu duruma tepki göstererek
“Karşımızdakiler Suriyeli değil. Bu maddelerin altına her Suriyeli
imzasını atar” ifadelerini kullandı. Aydınlık’a açıklama yapan Suriye
Ulusal Koalisyonu Delegasyonu’nun 2. Başkanı Enes El Abda ise, asıl
konunun Hums olduğunu, bildirgedeki maddeleri daha önce “Cenevre 1”de
zaten kabul ettiklerini iddia etti. Abda ayrıca, “Cenevre 1”in “Esadsız
Geçici Hükümet” maddesini içerdiğini belirtti. Suriye yönetimi ise
başından beri bunun doğru olmadığını söylüyor.
‘Kadın ve çocuklar Hums’u terk edebilir’
Dün akşam
görüşmelerin yapıldığı Cenevre’deki BM temsilciliğinde basına iki saat
bilgi veren Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Dr. Faysal Mikdad,
kadınların ve çocukların Hums şehrinin çatışma altındaki bölgesini terk
edebileceğini. Ancak erkeklerin isim listesini Koalisyon
Delegasyonu’ndan istediklerini ve bunun Suriye heyetine verilmek
istenmediğine dikkat çekti.
Aydınlık’a özel
açıklamalarda bulunan Suriye delegasyonu üyeleri, “Bu bölgede
teröristlerin ve yabancı subayların olduğunu tahmin ediyoruz. O nedenle
Hums’un tarihi kent merkezinde kalan erkeklerin isim listesini vermek
istemiyorlar” diyerek kaygılarını paylaştılar.
Suriye hükümetinin teklifi
Suriye Arap
Cumhuriyeti heyeti temel ilkeleri ihtiva eden bir metin takdim etti.
Fakat Suriye muhalefeti bu önerileri reddetti. Metinde teklif edilen
maddeler şöyle:
-Suriye egemenliğine saygı, işgal edilmiş topraklarının iadesi... Bağnaz, yobaz, tekfiri fikirlerin Suriye’den arındırılması.
-Yabancı devletlerin ülkede mevcut olan silahlı gruplara silah temin etmek ve onları eğitmekten vazgeçmesi.
-Suriye’nin içişlerine her türlü müdahaleyi reddederiz, Suriye’nin geleceğini demokratik usullerle sadece Suriyeliler belirler.
-Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalıdır, herhangi bir parçasından feragat kabul edilemez.
-Suriye halkı kendi siyasi düzenini özgürce belirler.
|
‘Yeter! AKP, terör ihracını bıraksın’
Suriye Dışişleri
Bakan Yardımcısı Dr. Faysal Mikdad’ın yaptığı basın toplantısında
kendisine silah yüklü TIR’ları, Şam’ın BM Güvenlik Konseyi ve
Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Erdoğan’ın terörizmi desteklediğine
ilişkin sunduğu belgeleri sorduk.
Suriye’deki
teröristlerin büyük çoğunluğunun Türkiye üzerinden geldiğini belirten
Mikdad, “Erdoğan ve Davutoğlu’nun Suriye’de akan her damla kandan
kişisel olarak sorumlu olduklarını düşünüyorum. Suriye ile Türkiye
kardeştir. Erdoğan ve Davutoğlu’nun cezasını en nihayetinde Türk
milletinin kendisi verecektir. Buradan tekrar sesleniyorum. Artık yeter,
artık yeter! Suriye’ye terör ihraç etmeyin! Bu Türkiye’nin de
güvenliğine, birlik ve beraberliğine zarar vermektedir. Huzurlarınızda,
Erdoğan hükümetinin çetelere verdiği desteği her fırsatta lanetleyen
Türk milletine buradan teşekkür etmek istiyorum” dedi.
0 comments
Write Down Your Responses