Esad'ı suçlamam için tehdit ettiler
Hatay'ın Cilvegözü Sınır
Kapısı'nda 18 vatandaşın ölümüne, 24 kişinin de yaralanmasına neden olan
patlamada karanlıkta kalan noktalar aydınlanıyor. Sanıklardan Yusuf Bakır'ın
itirafları adresi gösteriyor
Hatay'ın Cilvegözü Sınır
Kapısı'nda 11 Şubat 2013'de meydana gelen ve 18 kişinin ölümü, 24 kişinin
yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırının davası dün Adana 10. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, yargılanan sanıklardan Suriyeli Yusuf Bakır, patlamayla
ilgili açıklamalarda bulundu.
'Cezaevinde tehdit ettiler'
Kendisiyle ilgili iddiaları kabul
etmeyen Bakır, muhaliflerin iddiaları kabul etmesi için kendisini tehdit
ettiklerini açıkladı. Bakır, "Elleri silahlı muhalif askerler gelerek beni
ve eşimi aldı. Kızımızı sokakta bıraktı. 'Patlamayı Esad yaptırdı veya PKK
yaptı diyeceksin. Aksi takdirde kızını öldürürüz' dediler. Patlama görüntüsünü
izlettiler" dedi.
Davanın sanıklarından olan Wael
Shikh Rahim'i suçlayan Bakır, "Patlamadan 2 saat önce Wael Shikh Rahim
gelerek 'Birlikte gümrüğe kadar gidelim. Eşin de gelsin. Aile görünümü verelim.
Benim evraklarım eksik' dedi. Birlikte gittik. Sonra biz gümrükten geri
döndük" dedi. Yusuf Bakır ifadelerine şöyle devam etti: "Bu eylem
insanlık dışıdır. Milyonlarca para verseler ben yine yapamam. Beni cezaevinde
bulunduğum günlerde de gelip tehdit ettiler. 'Bizim söylediğimiz gibi söylersen
geri ülkene dönersin' dediler."
Patlayan araç Suriye plakalı
Hatay'ın Reyhanlı Cilvegözü Sınır
Kapısı yakınlarında bir araçta, patlama meydana gelmiş, 18 kişi hayatını
kaybetmişti. AKP'nin desteğiyle o tarihlerde Özgür Suriye Ordusu'nun
kontrolünde olan Suriye ve Türkiye arasındaki güvenlik alanında meydana gelen
patlamada birçok yetkili ve basın kuruluşu Suriye'nin istihbarat örgütü El
Muhaberat'a suç bulmuştu. Patlayan aracın Suriyeli plakalı olduğu ve Suriye
sınırları içerisinde yer aldığı kameralarca tespit edilmişti.
Suriye'nin üzerine atmışlardı
Hatay'ın Cilvegözü sınır
kapısında 11 Şubat 2013 günü gerçekleşen bomba yüklü araç patlamasına ilişkin
dava Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. Olaya karıştığı iddia
edenler çeteleri işaret etti. 18 kişinin hayatını kaybettiği 24 kişinin de
yaralandığı olayı yandaş basın, ilk günden Suriye ve El Muhaberat'ın üzerine
yıkmaya çalışmıştı. En cüretkâr manşeti Milliyet gazetesi "Bombalı
saldırıda El Muhaberat izi" başlığıyla attı. Onu Sabah "Esad'dan
tahrik bombası" başlığıyla izledi. Sabah gazetesi ertesi günü de
"Bombaların sırrı kırmızı montluda" başlığı ile şu bilgileri verdi:
"Suriye'den gelen 3 kişi, bomba yüklü arabayı tampon bölgeye park etti.
Patlamaya kadar geçen 23 dakika içinde ikisi Suriye'ye kaçtı, kırmızı montlu
olan Türkiye'ye girdi. Polis kırmızı montlu bombacının peşinde."
Yeni Şafak 'DHKP-C' dedi
Hükümetin yarı resmi gazetesi
Yeni Şafak ise ilk gün "Terör sınırı vurdu" derken, 13 Şubat tarihli
sayısanda ise "Bomba İdlip sürecine" diyerek; kendi aralarında
uzlaşarak Şam'la görüşme kararı alan Suriyeli muhalifleri hedef aldığını iddia
etti.
Kırmızı kazaklı bombacı
Hızını alamayan Yeni Şafak, 15
Şubat tarihli sayasında ise "Talimat Lazkiye'den" manşetiyle
DHKP-C'yi hedef gösterdi ve şunları yazdı: "İstihbarat birimleri çarpıcın
detaylarına ulaştı. Eylemi DHKP-C bağlantılı Acilciler Grubu'nun kamp kurduğu
Lazkiye'de 7 kişilik bir ekibin planladığı tespit edildi."
Bugün gazetesi ise 12 Şubat
tarihli sayısında "Suriye sınırında suikast bombası" manşetiyle
Suriye Ulusal Konseyi üyelerinin Türkiye'den Suriye'ye geçeceği saatlerde
aracın uzaktan kumandalı bombayla patlatıldığını ileri sürdü. Haber Türk ise,
sınırdan insani yardımların geçişini engellemek için "Tahrik"
maksadıyla bombanın patlatıldığına işaret etti. Ertesi günkü sayısında ise,
bombalı aracı bırakan 'kırmızı kazaklı' kişinin Suriye pasaportuyla Türkiye'ye
giriş yaptığını iddia etti.
Arşiv Araştırma
0 comments
Write Down Your Responses