Topkapı'yı övdü Dolmabahçe'ye ne dedi
Fethullah Gülen, son sohbetinde
yolsuzluklara tepkisini dile getirdi. Gülen, “Eğer dilimde tel’in etmeye,
‘Yerin dibine batsın!’ demeye azıcık açıklık bulunsaydı, dilimin bir parçasında
bedduaya yer olsaydı, ‘millete hizmet ediyoruz’ dedikleri halde o iş içinde
kendi çıkarlarını düşünenler, meseleleri çıkar çarkına bağlayanlar, ihalelerde
kendilerine pay ayıranlar ve kendilerine pay verenleri mabeyn-i hümayun insanı
haline getirenler hakkında ‘Allah sizi çoluk çocuğunuzla, beklentilerinizle,
ümitlerinizle yerin dibine batırsın, mahvetsin!’ derdim” şeklinde konuştu.
Gülen, Topkapı Sarayı'nı överken
Atatürk'ün hayatını kaybettiği Dolmabahçe Sarayı için şu ifadeleri kullandı:“Dolmabahçeler,
Yıldız’lar, yıldızımızı söndüren, dünyayı bir yanıyla bize cennet gösteren,
gösteren de cenneti Allah’ı unutturan yerler olmuştur."
Herkul.org’da yayınlanan son
sohbetinde “Benim dünya ile ne alâkam olabilir ki! Benim dünyadaki hâlim, bir
ağacın altında gölgelenip azıcık dinlendikten sonra yoluna devam eden bir
yolcunun hâline benzer” şeklindeki hadisi anımsatan Gülen, “O (sallallâhu
aleyhi ve sellem) isteseydi, Ashab-ı Kiram evinde barkında ne varsa getirir ve
O’nun altına sererlerdi. Fakat İnsanlığın İftihar Tablosu, kendisini,
muvakkaten bir ağacın altında ârâm eden ve sonra da çekip giden bir yolcuya
benzetip dünyayla olan münasebetinin bundan ibaret olduğunu ifade ediyor;
ruhunun ufkuna yürüyeceği âna kadar da hep bu ölçüye göre yaşıyor ve ümmetine
de istiğna ruhunu talim buyuruyordu” dedi.
“İHALEDE PAY”A TEPKİ
Gülen yolsuzluk ve ihalelerde
haksız kazançlara tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“İnsanlığa hizmete kendini adamış
olanlar, peygamber yolunda yürüdükleri zaman kalıcı eserler bırakırlar. Yoksa
Harun olarak yola çıkıp sonra Kârunlaşan kimseler, bir gün hazineleriyle
beraber yerin dibine batarlar da lanet ile yâd edilirler. Hiç olmazsa imana ve
Kur’an’a hizmete kendini adamış bu daire-yi mübareke içinde bulunan insanlar,
yaptıkları hizmetler içinde, konumları itibarıyla ‘Ben şunu kendi hesabıma bir
avantaj olarak değerlendirebilirim. Hatırımı kullanarak ‘şöyle bir
mukavelede/ihalede bana da şu kadar şey düşünün’ diyebilirim’ mülahazalarından
uzak olmalıdırlar. Eğer dilimde tel’in etmeye, ‘Yerin dibine batsın!’ demeye
azıcık açıklık bulunsaydı, dilimin bir parçasında bedduaya yer olsaydı,
‘millete hizmet ediyoruz’ dedikleri halde o iş içinde kendi çıkarlarını
düşünenler, meseleleri çıkar çarkına bağlayanlar, ihalelerde kendilerine pay
ayıranlar ve kendilerine pay verenleri mabeyn-i hümayun insanı haline
getirenler hakkında ‘Allah sizi çoluk çocuğunuzla, beklentilerinizle,
ümitlerinizle yerin dibine batırsın, mahvetsin!’ derdim. Ama demedim; çünkü
dilimde öyle bir şeye yer yok. İkbal’in dediği gibi, ‘Dua dua yalvardım;
tel’ine, bedduaya ‘amin’ demedim!’”
Fethullah Gülen, sohbetinde
Allah’ın “Zülcelâli ve’l-ikrâm” ünvanının “herkese ve her şeye, o şeyin istidat
ve kabiliyetleri ölçüsünde, seviye ve ihtiyaçları nisbetinde lütuf, ihsan ve
ikramla taltifte bulunduğunu; aynı zamanda O’nun esmâ ve sıfatlarının aşkın ve
ihata edilmez şekilde gâlibane, kâhirane, hâkimane zuhurlarının da mevcut olduğunu”
hatırlattığını belirtti.
TOPKAPI, MECİDİYE KASRI,
DOLMABAHÇE, YILDIZ SARAYLARI...
Gülen “Topkapı” kavramının bir
milletin mübarek ve sahabeye yakın bir milleti dünya hâkimiyetine götürdüğünü,
Necip Fazıl Kısakürek’in “Mecidiye kasrı”nı anlatırken “şu piçin de o sarayın
yanında ne işi var” dediğini hatırlattı. Gülen konuklarıyla sohbetini
“Dolmabahçeler, Yıldız’lar, yıldızımızı söndüren, dünyayı bir yanıyla bize
cennet gösteren, gösteren de cenneti Allah’ı unutturan yerler olmuştur.
Topkapı, bizim ruh dünyamızın dışarıya aksedişidir. Orada Fatih’in ikinci
İkinci Beyazıd’ın, koca Yavuz’un, cihan hükümdarı Kanuni’nin mefkûresi vardır.
Münasebetsizce sanki kadınlara tutkundu böyle, sanki o Topkapı kadınlarla
doluydu, gözünüze, dizinize dursun” diye bitirdi.
0 comments
Write Down Your Responses