El Nusra yeni Hizbullah mı


Urfa Ceylanpınar’a bitişik Resulayn’da çatışmalar tüm şiddetiyle devam ediyor. Suriye PKK’sı PYD ile El Kaide’nin Suriye şubesi El Nusra arasında kanlı bir savaş sürüyor. El Nusra teröristleri, Kürt köylerini yakıp yıkıyor, çocukları kadınları hatta bebeleri bile katlediyor.
Tüm bunlar olurken, AKP ile PKK arasındaki müzakereler de sürdürülmeye çalışılıyor. PKK Güneydoğu’daki müzakere boşluğu ya da seçim toleransından faydalanarak yığınağını yapıyor. Olası bir anlaşmazlık karşısında şiddet silahına başvurmak için güç topluyor. E, AKP’nin de eli armut toplamıyor. 3 yıldır el bebek gül bebek besleyip, silahlandırdıkları El Kaidecileri bu kez kendi özerk bölgelerini kurmak için Esad ile zımni bir işbirliği yapan Suriyeli Kürtlerin üzerine sürüyor. Halep ve yöresini, ağırlıkla kırsal alanları elinde tutan El Nusracılar, büyük bir saldırı sonucu kaptırdıkları Resulayn’ı tekrar ele geçirmek için saldırıyorlar. Sınırımızdaki çatışmalarda bugüne kadar 4 Türk vatandaşı Suriye’den gelen kurşun ve havan toplarıyla can verdi.
TSK ne yapıyor derseniz, o kendini tasfiye sürecine devam ediyor. Ne kadar yetişmiş komutanı varsa emekliye sevkedip, uslu karargah paşalarını terfi ettiriyor. Bir nevi Mondros mütarekesi sonrası Sevr’e doğru gidiyor.
El Kaide’nin son 15 günde Irak, Libya, Pakistan’daki hapishaneleri basarak 2 bine yakın militanını kurtardığını biliyoruz. Bunların çoğunu aynı Somali’de Türk Büyükelçiliği’ne olduğu gibi intihar saldırılarında kullanmaya hazırlanıyor. O yüzden de zaten ABD ve Avrupa ülkeleri Fransa, İngiltere, Hollanda ve Almanya Yemen başta olmak üzere pek çok Arap ülkesindeki elçiliklerini kapatmış durumda. 
SADECE MÜSLÜMANLARI ÖLDÜRÜYORLAR
El Kaide Mısır, Suriye, Lübnan ve Irak’ta son aylarda saldırı üzerine saldırı düzenliyor. Zaten bu El Kaidecilerin özelliği hep Müslümanlara saldırmaktır. Bunu görevi sona eren İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad “Dünya Kudüs Günü” etkinliklerinde bakın ne güzel formüle etmiş:
“Bir avuç aptalı bulmuşlar, onlara ‘bu düğmeye basarsan yüzlerce perinin koynuna düşeceksin, peygamberle birlikte namaz kılacaksın’ diyorlar. Kadınların ve çocukların başını kesen, şehirleri ve köyleri yıkan bu gruplar, aslında Siyonistler ve sadece görünümleri Müslüman’dır. Bunlar sadece Müslümanları öldürür”
Türkiye ise 5 bine yakın El Kaideciyi kendi topraklarında ağırlıyor. Bu tipler sadece Hatay ve Gaziantep gibi sınır illerinde değil artık her yerde görülüyor. Mesela son olarak İstanbul Taksim’de fotoğraflanan tiplerin El Kaideci olması büyük olasılık. ANF Ajansı’nın iddiasına göre 100 kadar Keşmirli militan Taksim’deki otellere yerleştirildi. Çünkü AKP, 2 yıldır, Libya, Çeçenistan,Uygur bölgesi, Pakistan ve Balkanlar’dan topladıkları teröristleri Özgür Suriye Ordusu kılıfı altında Türkiye’deki kamplarda barındırıp, silahlandırıp Suriye’ye gönderiyor. Stratejik derinlik uzmanı Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun bir türlü “El Kaide terör örgütüdür” diyememesi ondandır.
Bu El Nusra ne kadar müslümanım filan dese de aslında Ahmedinejad’ın dediği gibi siyonizme hizmet ediyor. Filistin davasına en büyük desteği veren Beşar Esad’ı devirip, batı yanlısı sözde İslamcı bir yönetim kurmak İsrail ve ABD’nin planıdır.
KİNDAR VE DİNDAR NESİL
1977’de Taksim’deki sular idaresinden işçilere ateş açan CIA bu kez Taksim’e Keşmir’den getirdiği kanlı kasapları yerleştiriyor. Batı cephesinde örtülü operasyon konusunda değişen bir şey yok.
Aynı tiplere İzmir ve diğer batı illerinde de sık rastlanır oldu. Siyah renkli minibüslerde tuhaf tipli sakallı adamlar görülüyor her yerde. Polis desen Atatürkçü avında, Asker hapishanede. Türkiye pek yakında çok kanlı olaylara sahne olmaya doğru yuvarlanıyor. ABD ve İsrail, 2003’ten bu yana, 10 yıldır Irak ve Suriye üzerinden bir Şii-Sünni savaşı çıkarmaya, Büyük Kürdistan’ı kurarak, Irak ve İran’ın Ortadoğu’daki gücünü kırmaya çalışıyor. Türkiye’de ise bunun yansıması Alevi – Sünni, hatta Sünni – Laik düşmanlığı kurgusu oluyor. Zaten hükümetin tüm çabaları bu yönde. Askeri bastırdılar, ne kadar terörist varsa Libya’daki iç savaştan bu yana ülkeye doldurdular. Kindar ve dindar nesilden kasıt buydu. Taksim’de Kadir gecesi ocakbaşında oturuyor diye dövülen yaşlı başlı adamlar aslında ne yapılmak istendiğinin önemli bir göstergesi. Bu El Kaideci teröristler aynı eski Türkiye Hizbullah’ı gibi, devlet koruması altında icap ederse PKK’ya karşı da kullanılmaya hazırlanıyor. Özel Harekat kamplarında eğitilip, Cizre’de gün ortasında kafa kesen Hizbullahçıların domuz bağlarıyla katlettiği Takaroflarla başından vurduğu insanları hatırlayın.
Yalnız bu defa, Arap aleminde belirli bir uyanış var. Mısır, Suriye ve Irak gibi köklü Arap ülkeleri toparlanmaya ve kendilerine bir çeki düzen vermeye çalışıyor. İlk kurtulmak istedikleri unsurlar ise bu El Kaide ve El Nusra gibi ne idüğü belirsiz sözde İslamcı hareketler. El Kaide de ABD’nin çekilmeye yüz tututğu Ortadoğu’da kendine en büyük hareket alanını oluşturmak için seferberlik ilan etmiş durumda. Batı’da ise artık “Ilımlı İslam” ile bir yere varılamayacağı görülüyor. Sadece El Kaide değil, Müslüman Kardeşler ve benzeri ılımlı sayılabilecek oluşumlara mesafe koymaya, 10 yıldır yere göğe sığdıramadıkları Tayyip Erdoğan’ı “diktatör” ilan etmeye başlıyorlar. Suudi Şeyhler ve Katar Emirleriyle birlikte Suriye’deki iç savaşın hazırlayıcılarından olan İsrailli aşırı sağ Likudçular da Esad’ın yakında ilan edilecek zaferi karşısında ne yapacaklarını şaşırmış vaziyetteler.
Öye anlaşılıyor ki tek ve son umutları, ortalığı kan gölüne çevirmeye hazırlanan “El Kaide”… 
Hüseyin Vodinalı

Odatv.com

,

0 comments

Write Down Your Responses

About Me

Powered by Blogger.

Blog Archive