AKP, İran'dan sonra Suriye'de de devre dışı
Birleşmiş Millerler Genel
Sekreteri Ban Ki Mun, Suriye'de çözümün görüşüleceği Cenevre-2 konferansının 22
Ocak 2014 tarihinde yapılacağını açıkladı. Konferansta Suriye Hükümeti ve
muhalefetin aynı masada meseleleri tartışması planlanıyor. Rusya, ABD, İran
gibi ülkelerin katılacağı görüşmelerde Türkiye'nin ise bulunmayacağı
konuşuluyor. Türkiye'nin Cenevre-2 konferansında da devre dışı kalması Başbakan
Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bölgede iyice
yalnızlaştığı yorumuna yol açtı.
İran fiyaskosu
Önceki gün, İran'ın nükleer
dosyasına ilişkin olarak Tahran yönetimi ile BM Güvenlik Konseyi'ne üye ülkeler
ile Almanya'dan oluşan P5+1 ülkeleri arasında varılan mutabakatta da AKP
hükümeti umduğunu bulamadı. Ortadoğu'da "oyun kurucu" olma iddiasıyla
İran ile Batılı ülkeler arasında "arabulucu" olmaya soyunan ancak
izlediği mezhepçi politikalar nedeniyle dışlanan Erdoğan-Davutoğlu ikilisi,
Cenevre'de varılan anlaşmayı uzaktan izlemekle yetindiler. Eski Tahran
Büyükelçisi CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, "P5+1 bunları
tamamen dışarıda tuttu. 'P5+1'e destek olacağız' diyorlardı, sana kimse
güvenmiyor ki destek olacaksın. Gittiğin yerde hadise çıkarıyorsun. Bugün bir
pozisyon alıyorsun, yarın tamamen başka bir pozisyon alıyorsun" dedi.
Türkiye'de dış politikada ciddi
çıkmazlar içine sokan AKP hükümeti, özellikle Ortadoğu politikasında
başarısızlık üstüne başarısızlık yaşıyor. AKP'nin attığı bütün adımlar
neredeyse boşa çıktı. Davutoğlu'nun üzerinde durduğu formülle 2010 yılında
zenginleştirilmiş uranyum takasının Türkiye'de yapılması konusunda, Türkiye,
Brezilya ve İran dışişleri bakanları bir anlaşma bile imzalamış. Ancak Batılı
ülkeler bu anlaşmayı görmezden gelmelerinin yanısıra AKP'yi de sürecin dışına
itmişlerdi. Davutoğlu bu anlaşmanın imzalanmasından sonra Türkiye'nin artık
bölgede oyun kurucu olduğunu ileri sürmüştü.
İran ile önceki gün varılan
mutabakatı değerlendiren Türkiye'nin eski Tahran Büyükelçisi Korutürk,
"İran'ın böyle bir anlaşmaya varması bölge açısından çok olumlu bir şey.
Bölgede öteden beri CHP olarak da tek düşüncemiz, bölgenin kitle imha
silahlarından arındırılması. Son geçtiğimiz günlerde iki önemli gelişme oldu bu
konuda. Suriye'deki kimyasal silahları söktüler. O iyi bir gelişme. İkincisi de
İran'ın hem kendi meşru hakkı olan, beklentisi olan, barışçı amaçlarla nükleer
enerjiden yararlanma konusunda kendisine yeşil ışık yakıyorlar. Hem de uluslar
arası camianın kaygılarını giderecek şekilde İran'ın nükleer programını kontrol
altına alıyorlar. Bu çok iyi bir şey" dedi.
Tarihte ilk defa bu bölgede
Türkiye'nin İsrail'de, Mısır'da ve Suriye'de büyükelçisi olmadığına işaret eden
Korutürk, "Türkiye'nin Irak'taki büyükelçisi de kimseyle görüşemiyor.
'Gizli Suriye toplantılarına Türkiye kabul edilmedi'
Eski CIA şeflerinden, Kürdistan
projesinin kurucularından Henri Barkey, ABD'nin önde gelen dergilerinden
Foreign Policy'deki bir yazının linkini tweet'leyerek, "Eğer doğruysa,
İran ve Suudi Arabistan'ın dahil edilip Türkiye'nin edilmemesi çok çarpıcı.
Gizli Suriye toplantıları!" yazdı.
Barkey'nin linkini paylaştığı
Foreign Policy yazısı'nın başlığı "Secret Talks to Save Syria
Begin"/"Suriye'yi Kurtarmak için Gizli Görüşmeler Başlıyor". 22
Kasım tarihli yazıda ABD, İran, Rusya ve Suudi Arabistan'ın geçtiğimiz Perşembe
günü, Cenevre'de gizli görüşmelere ve gayrıresmi tartışmalara başladığı
bildiriliyor.
Yazıda, görüşmelerden haberdar
diplomatların, Fransa'nın Türkiye'nin bugünki görüşmelere katılmasını istediği,
Rusya'nınsa Irak, Ürdün ve Lübnan'ın davet edilmesini önerdiği aktarılıyor.
0 comments
Write Down Your Responses